Esra Ceyhan için sakıncası yoksa SEVİYORUM ULEN



Her gün bir kadının koca şiddetiyle öldürüldüğü, bir genç kızın töreye kurban gittiği ülkemde konuşacak konu kalmadı da insanların neden hayvanlarına canım, cicim, kuzum, kızım, oğlum dediğine takılıverdik. Hatta Esra Ceyhan kendi programında bunu söylerken girdiği kahkaha krizi karşısında birçoklarımız bunun gülünecek nesi var deyip tabir yerindeyse öküz trene bakar gibi baktık. Komik olan neydi? Bazen öküz olmak insan olmaktan iyi geliyor. (!)

Ortalık sevgisiz insanlardan kırılırken…  Sokakta “Ahaa şimdi adam indirecek tadında anlardan, off kadın çocuğuna ne biçim vurdu!” dakikalardan bıktığımız şu günlerde sevgisini bir hayvana layık gören insanlardan ne istiyoruz? Kimisinin çocuğu olmadığı için, kimisi yalnızlığını paylaşmak için, kimisi kalabalık ailesine sevimli birinin renk katacağını düşündüğü için hayvan besliyor. Sebebi her neyse ne, kime ne! O hayvancığa nasıl seslendiği pardon da kimin üstüne vazife? İster kızım der, ister oğlum, ister sevgilim der, ister aşkım. Yetmedi! İster mezar yaptırır, ister altından saraylar, ister masasında bir tabak da ona ayırır, ister koyun koyuna yatar. Pardon kime ne!

Esra Ceyhan için de bir sakıncası yoksa benim de bir Puffin’im olsa ensesinden tutup öpücem, ohhh yirim senin ağzını burnunu diye mıncıklıycam, miniğimi alıp gezmeye gidicem, kızım, oğlum diyeceğim. Şimdi birçoklarınızın Puffin mi dediğini duyar gibiyim. Evet Puffin. Türkçede deniz papağanı dense de ben Puffin demeyi daha çok seviyorum. Çünkü onun çizgi film karakteri gibi sevimli tipine daha çok yakışıyor. Bir bilseniz nasıl seviyorum! Deli miyim? Hayır J

İki sene önce bir fotoğraf sitesinde gördüm fotoğrafını. Evet itiraf ediyorum gerçek mi diye inanmakta zorlandım. Özellikle benim o zaman gördüğüm fotoğraftaki yüz ifadesi o kadar şirindi ki, böyle hayvan mı olur, biri çizmiş bunu dedim. Fotoğrafta hayvanın adı da yoktu. Başladım kuş türleri diye araştırmaya ve sonra bir baktım ki Puffin! Atlantik Okyanusu kıyılarında yaşayan papağanımsı gagalı, bazen mahzun mahzun bakan, bazen fazlasıyla şapşal ve komik olan, yenesi, ısırılası, kucaklanası, alıp evirip çevirip sevilesi  komik tipli kuş. Yabancı internet sitelerin birinde penguen ile arasında fark bagel ile doughnut arasındaki fark kadar  diye anlatılan ne kadar yerse yesin en fazla 500 gr ağırlığında olan cicim benim o. 

Esra Ceyhan için bir sakıncası yoksa “Ohhhh ısırırım ben onun o güzel ağzını burnunu” demek istiyorum. Tabi siz onun o küçük cüssesine bakmayın göçmen olan kuşlarımız yeri geldiğinde Güney Afrika’ya da Yeni Zelanda’ya da uçuyorlar. En çok sardalya, ringa ve kum balığı seven Puffincikler yırtıcı martılara av olmazlarsa en fazla 20 yıl kadar yaşıyorlar. Sessizce ve 1 dakikada 400 kez kanat çırpabiliyorlar hatta saatte 88 km. hızla uçabiliyorlar. 

Esra Ceyhan için bir sakıncası yoksa “Ahh ben senin o küçük cüssenin performansına ölürüm bebemmm” diyebilir miyim?


Hadi şaka bir tarafa yine iyisiniz. Oydu, şuydu, buydu derken Puffinleri de  tanımış oldunuz. J

Gelelim sadede! Arkadaşlar bunlar boş işler! Bırakalım da kim kimi istiyorsa sevsin. Dünyanın her bir yerinde savaş varken, birileri savaş nidaları atarken, bırakalım da sevgi dolu insanlar neyi severlerse sevsinler. Elbette hepimiz bu ülkenin her bir yanında aç, soğukta dışarılarda, yokluk içinde büyüyen çocuklar ya da yetişkinler olduğunu biliyoruz. Hani besledikleri hayvanlara para harcayan insanların eleştirildiği bir nokta da bu ya! Dışarıda onca aç varken neden o hayvancıkların mamalarına o kadar para veriyorlarmışmış.  Ah be ablacım, abicim bırakalım bu işleri. Ben inanıyorum ki bir hayvana yüreğini evini açmış bir insanın, bir insan için de yapmayacağı şey yoktur. Hadi farz edelim ki hayvancıklarından başka kimseyi düşünmüyorlar, iyi de sana ne! Bana ne! Bize ne! Kime ne! Eğer canınız sıkılıyorsa, illa birilerine saralım havasında iseniz hiçbir konuda elini taşın altına koymayanlara, yüreklerinde ne hayvan ne insan için doğru dürüst sevgi taşımayanlar için konuşsanıza.

Ve son olara Esra Ceyhan için bir sakıncası yoksa hayatımda bir kez bile yakından görmediğim ve belki hiç göremeyeceğim ama canım sıkılınca fotoğraflarına baktığım sevgili Puffinler sizi “SEVİYORUM ULEN” 

Yakalarsam mıncıklayacağım haberiniz ola! 

Bu arada Esra Ceyhan'a genelde şiir,öykü,film vs paylaştığım bloğumda bu çok sevdiğim Puffinciklerimin muhteşem fotoğraflarını paylaşmama fırsat verecek mevzuu yarattığı için teşekkürü borç bilirim. Öhööö!



PS1: Hayatım boyunca hiç evcil hayvanım olmadı yani bu yazı evcil hayvan besleyen birinin tepkisi değil.

PS2: İki hafta önce evimize kısa bir süreliğine Bani isimli bir tavsan misafir oldu. Ve dün itibariyle bizi terk edip kendi evine gitti. Müsaadenizle ona seslenmek istiyorum. Bani, seni şimdiden çok özledim. Havuç yerken kütürtmeni, sürekli oynattığın burnunu, bir de mutlu olduğun anlardaki garip zıplayışını.



Sevgiler,
Çok uzaklardan seveniniz Kübra :)


Yorumlar

Popüler Yayınlar