Siyasal Gelişmeler Kıskacında İran Sineması 2. Bölüm


Genel olarak baktığımızda İran sineması ülkeyi yönetenlerin beğenileri, din adamlarının baskısı ve dünya siyasi tarihindeki gelişmeler üçgeninde gelişmiş, sekteye uğramış ve bugünkü konumuna gelmiştir. İran’ın o dönemdeki modernleşme hareketinde en önemli aktörlerinden biri olarak karşımıza çıkan sinema uzun yıllar ülkeyi sömürenler ve işgal edenlerin direkt karıştığı bir mecra olmuş, bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Günümüzde de etkin bir propaganda aracı olarak kullanılan sinema, özellikle dünyanın son şeklini almaya başladığı yıllarda bir toplumun kültürünü değiştirmede, savaş yoluyla dahi kazanılamayacak başarı sinema sayesinde kazanılmıştır. İran sineması da ülkeyi modernleşme adı altında bu propagandadan nasibini almış, bununla da kalmamış Devrim’e kadar ülkeyi yönetenlerin Batı hayranlığı sayesinde İran sineması gerçek anlamda varlığını ancak Devrim’den sonra ortaya koyabilmiştir. “İran siyasal tarihine baktığımızda 18. yüzyılda başlayan modernleşme projesi adı altında ülkeye hem kültürel hem de politik anlamda en büyük zarar, monarşi tarafından verilmiştir.”(Batur,2007,s.51) Sineması da bu anlamda tarih boyunca hem siyasilerin yönlendirmeleri hem de dünya siyasi tarihindeki olayların etkisi ile şekillenmiştir.
II. Dünya Savaşının başlaması İran’da film endüstrisini birçok açıdan etkilemiştir. 1937- 1948 yılları arasında sinema üretimi neredeyse tamamen durdu. İran sinemasının uzun bir kış uykusuna yatmasının elbette çeşitli nedenleri vardı. Ama en belirgin olarak karşımıza çıkan II. Dünya Savaşı döneminde ülkeyi istila eden müttefik devletlerin sinema endüstrisini de ele geçirmesidir. Pevlevi Hanedanının ilk şahı olan Rıza Şah modernleşmeden ve teknolojiden oldukça etkilenen biri olmasına rağmen sinemanın önemini hiçbir zaman tam olarak anlamamış biriydi. Rıza Şah’ın İran sineması için yaptığı tek belki de en önemli şeyin adını Tammadon (Medeniyet) koydurduğu ve Tahran’da fakir insanların yaşadığı bölgeye yaptırdığı açık hava sineması olmuştur. ( Shahin Parhami)
Nitekim sonraki yıllarda izlediği politika sinemadan fazla anlamadığının ya da Batı hayranlığının İran sinemasını ne durumda bıraktığının açıkça gösteriyor. Ülkede modernleşmenin babası olarak kabul edilen Rıza Şah’ın II. Dünya savaşı sırasında tarafsız olduğunu söylemişti. Ancak Sovyetler Birliği ve İngiltere’nin ülkenin yönetimine karışmasından memnun olmadığı için 1933 yılı itibariyle Almanya ile de yakın ilişkiler içine girmişti. Bu dönemde Rıza Şah’ın Hitler’e duyduğu sempati Almanların işine yaramış ve ülkeye Alman filmlerinin girmesine sebep olmuştur. Bu durum II. Dünya Savaşı’nda tarafsız olduğunu söylese de Almanya ile olan bu yakın ilişkiler İran’ı bir anlamda savaşa sokmuş oldu. ( Batur, 2007, s.51)
Kaynakça
BATUR, Sabire (2007) Siyasal İslam Sineması Örneğinde İran Sineması, Doktora Tezi, İzmir
DABAŞİ, Hamid, İran Sineması, Agora Kitaplığı, 2004
GÖKÇE, Övgü, İran Sinema Tarihi, http://www.mafm.boun.edu.tr/files/312_iran_sinemasi.pdf
GÜLER, Hasan (2006) Humeyni Sonrası İran Sinemasında Kadın, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul
POUR, Makrokh Shirin, (2005) Tarihsel Gelişimi İçerisinde İran Sinemasını Etkileyen Faktörler, Yüksek Lisans Tezi.
SHAHIN Parhami, “İranian Cinema: Before The Revolution” http://www.horschamp.qc.ca/new_offscreen/preiran.html


Yorumlar

Popüler Yayınlar