Hangi duraktasın?


Birkaç hafta önceydi. Hafif rüzgarlı bir pazar sabahı, 6.45 civarıydı. Siyah palton, siyah pantolonun ile öylece dikilmiş denize bakıyordun. Yalnızdın. Etrafta dolanan kediler, köpekler kadar yalnız. Koşmayı bıraktım. Kulaklığımdan yükselen şarkıyı kapattım, uzaktan sana baktım. Sen kıpırdamadığın için ben de kıpırdamadım. Ne vardı aklında soramadım. "Hiçlik ile yokluk arasındaki boşluğa gerili pamuk ipliğinde mahsur kalmış bir cambazdan farksızdım." diyordu bir kitabında Murat Menteş. Ya sen, hangi aşkın umutsuzluğunda, hangi ölümün karanlığında, hangi derdin çaresizliğinde asılı kalmıştın? Cevabı bulamadım. Sabahın köründe siyahlar içinde sahile vurmuş bir insanın hikayesi güzel yazılabilir miydi? Ben yazamadım sessiz adam. Birkaç dakika sonra dönüp beni gördüğünde "Dünyanın tüm mutlu sonla biten filmlerine senin için bilet aldım." diye bağıramadım. Öyle ya, benim senin için sadece bir hikaye yazmaya gücüm yeter, kendi kaderini yazmaya ise senin... Kaç zamandır aklımdasın ve umarım o sabah ki kadar umutsuz değil, mutlu bir duraktasın.



Yorumlar

Popüler Yayınlar