Los Vivancos
Dans etmek kendinden çıkmaktır. Daha büyük,
daha güzel, daha güçlü. Bu güçtür, dünya üzerinden zaferdir ve sizin
zaferinizdir. Agnes De Mille
İnsanın hayatında
tutku ile bağlandığı uğraşları olmalı…
Okumalı, yazmalı,
çizmeli, dans etmeli, şarkı söylemeli, yemek yapmalı, dikiş dikmeli ve elbette
tutkuyla sevebilmeli. Yalnızlığın, insanın yalnız kaldığı anların en büyük
ilacıdır tutkuyla yapmaktan keyif aldıklarınız. Hem hayatınıza değer katar hem
de bir önlemdir yalnızlığa…
Hiçbir şey bir
arkadaşın, dostun, sevgilinin, eşin yerini dolduramaz diye düşünenler de var.
Katılmıyorum onlara. Onların ya gerçekten tutkuyla bağlandıkları bir şey
olmadığına ya da her ne uğraşları varsa yeterince tutkuyla yapmadıklarından
böyle düşündüklerine inanıyorum. Yazmak için çok şeyden vazgeçebilir insan,
dans etmek için ve daha nice tutkuyla bağlandığı şeyler için…
Yazmak üzerine ne
hissettiklerim malumunuz. Dans, yazmaya göre çok daha sonra girdi hayatıma. Lise
yıllarıydı. Önce Salsa, 2007 yılında ise Flamenko… Yıllardır, birçok gün benim
için Estrella
Morente, Remedios Amaya, Jose Parra ve daha nicelerini dinleyerek başlıyor. Ruhum
ayaklanıyor. İçim enerji doluyor. Biliyorum, bazen yüzümde insanların sabah
sabah anlam veremedikleri bir tebessüm oluyor. Ne metrobüsün kalabalığına
aldırıyorum, ne sabahın köründe birilerine çatmak için fırsat kollayan insanlara.
Yüzümde tebessüm, işte diyorum, “Yeni bir gün ve bugün dünden daha güzel
olacak.”
Flamenko…
Endülüs’ün bağrından
kopan bazen acılı, bazen eğlenceli ama tutkulu bir dans... Tam olarak tarihi
bilinmez ama Berberi-Arap Müslümanlar ve Çingenelerin ortak ürünü olduğu
söylenir. Ne zaman doğduğu bilinmiyor. Tarihçesi hakkında daha fazla bilgi edinmek
isterseniz http://flamenko.org/flamenko/ sitesine göz atabilirsiniz.
Ve gelelim, bu yazıyı yazmama,
Flamenkoyu anlatmama sebep gösteriye. Sahnede dünyaca ünlü birçok Flamenko
dansçısını izledim. Joaquin Cortes, Maria Pages, Joaquin Grilo, Farruco daha
niceleri. O zamanlar fırsat bulup da, Flamenko’nun bana ne hissettirdiğini
yazamamıştım. Kısmet Los Vivancos’u izledikten sonrasınaymış.
Bundan kısa bir süre önce Cemal
Reşit Rey’de ilk kez izleme fırsatı bulduğum Los Vivancos, gerçekten muazzam
bir gösteriye imza attı. Okuma yazmayı
öğrenmeden enstrüman çalmaya başlamış, bir babanın farklı annelerden 39
çocuğundan 7 tanesinin oluşturduğu Los Vivancos epik bir Flamenko gösterisi
olan “Aeternum” ile doğaüstü olayları ve limitlerini sorgulayan bir dans şöleni
“Eğer şahinin yazgısı göğün en yükseklerine uçmaksa, bizim
yazgımız da birlikte dans etmek” diyen Los Vivancos çocukluklarından bu yana
hep birlikte dans eden yedi kardeşten oluşuyor. Los Vivancos üyeleri küçükken
ailelerine yaptıkları gösterileri birlikte gittikleri Barselona Dans
Konservatuarı’yla profesyonel alana taşıdılar. Okul sonrası bir süre solo kariyer
sürdüren kardeşler bireysel olarak da başarılılara imza attılar. Eğitim hayatları
Madrid’den Londra’ya, Vancouver’dan Hollanda’nın ünlü Bale Tiyatrosu’na uzanan
kardeşler 2004’te bir araya gelip Los Vivancos’u kurdular. O günden bu yana
katıldıkları televizyon programları,festivaller ve A.B.D, Hollanda, Belçika,
İngiltere, Kanada, Kolombiya, Fransa ve İspanya’da gerçekleştirdikleri özel
gösterileriyle dinamizmleri, teknikleri ve uyumlarıyla izleyenlere unutulmaz ve
keyifli anlar yaşatıyorlar. 7 kardeşin öyküsünü anlattıkları gösterileri “7 Hermanos”
ile dünyayı dolaşana ve 30 ülkede milyonlarca kişiye ulaşan Los Vivancos, yeni
gösterileri “Aeternum” ile sihirli bir atmosfer sunarak senfonik müsikler ile
muhteşem bir Flamenko şöleni sunuyor. Los Vivancos tarafından bestelenen
birbirinden güzel müziklerin prodüksiyonu Goya ödüllü “The Orphanage (2007)” ve
“Julia’s Eyes” filmlerinin müziklerinden tanıdığıFernando Velazques imzalı.”
Tanırım broşüründen.
Türkiye’ye dördüncü gelişleri
olan Los Vivancos’u ben ilk kez izleme şansı elde ettim. Ve gerçekten gerek
gösteriye gerekse tüm kardeşlerin bir enstrüman çalıyor olmasına hayran kaldım.
Eğer olur da bir yerde karşılaşırsanız, flamenkoya ilginiz olsun ya da olmasın
bu grubu kaçırmayın derim.
Yorumlar
Yorum Gönder