Pollyanna'yı da vurdular!


Sana anlatacak renkli öykülerim yok artık çocuk!
Pollyanna’yı da vurdular.
Ellerini Filistin’de, 
gözlerini Suriye’de, 
gözyaşlarını Rojawa’da buldular.
Kaç zaman önceydi,  ruhunu mermi kovanlarına doldurdular.
Yıllardır şarjörü yüreğime boşaltıyorlar.
Ruhun, ruhumda yaşıyor çocuk!
Gözyaşların yaralarımı taze tutuyor
Bilmiyorsun çocuk  
Kanıyorum!
Sözler tükenince mühürledim sabahları
Sen kan damlayan günlere uyanırken,
ben bekleyemem umutla yarını
Milyonlarca duayı da dizsem yan yana,
bilirim olmaz deva, sürgün edildiğin karanlıklara.
Oysa söz vermiştim,
renkli çiçeklerle bezenmiş,
sonsuz bir öykü vaat etmiştim sana. 
Tenine sadece rüzgarın eli değecek demiştim, 
serin pınarlardan kana kana su içecektin,
öykünün prensi de sendin, prensesi de…
En fazla, uçurtmanın ipi koptuğu için üzülecektin.
Olmadı
Seni aldattım.
Affet beni çocuk!
Elde avuçta üstüne serpecek umut bırakmadılar,
Olmadı. 
Seni koruyamadım.
Pollyanna’yı da kana buladılar.
Umut tedavülden kalktı,
bize çifte kavrulmuş ağıtlar kaldı
Yalan bir öykü anlatmaya artık dilim varmazdı
Çektim elimi eteğimi öykülerden,
harfler eksik kalıyor, 
gerekçesiz bu zalim cinayetler yüzünden.
Cümleler tamamlanmıyor
çıkınımda tecavüzler, 
senin gözyaşların üstüne çevrilmiş sayfalar varken.
Sana rengârenk resimler yapamam artık çocuk!
Annen toprak olmuş başında ağlarken sen,
kardeşini kucaklayıp yaralarını sararken
bir tek kan kırmızısı kalıyor fırçanın ucunda,
o da gözyaşı olup,
karışıyor katran karası dünyaya
Kalpleri kurdum vicdana,
çalmasını bekliyorum.
Umut dolu öyküler abluka altında
Bizi hala ‘insan’ diye çağırıyorlar ya!
Bunun için senden özür diliyorum

Bağışla bizi çocuk!


18.09.2013

Yorumlar

Popüler Yayınlar